23 Mayıs 2012 Çarşamba

Yok yok bu fotoğraf çekme işi başka bir yetenek, bende henüz emaresi bile yok. Yabancı bloglarda gezinirken resmen kendimden geçiyorum. Hatunlar hem dikiş biliyorlar, hem zevkliler, dekorasyondan, ondan bundan bir sürü şeyden anlayıp bide üstüne şahane resim çekiyorlar. Çat diye çatlayacağım wallahi. Bende oturup bunlara hayran hayran bakakalıyorum. Ey sevgili buradan duyrulur en kısa zamanda şöyle en endamlısından makine istiyorum bilesin.

Fotoğraflar : Pinterest
Collage : Me

Doğa içinde bir ev...

Yabancı blogları takip ediyorsanız mutlaka Green Canoe blogunu duymuşsunuzdur. Daha önce sevgili cafe noHut  online dergisini yayınlamıştı. Blogu öylesine renkli ve cıvıl cıvıl ki yaptıklarını beğenmemek mümkün değil. Dekorasyon blogu olarak bende evi'ni sizlerle paylaşmak istedim. Her ne kadar blogu ve yaptıkları cıvıl cıvıl olsada evi için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bana çok sade ve renksiz geldi. Ama yine de genel hatlarıyla beğendim.

Bakalım siz beğenecek misiniz?







 Evde en bayıldığım yer bu köşe oldu...


Fotoğraflar : Rafał Lipski 
Joasi'nin Blogu : www.mygreencanoe.blogspot.com

21 Mayıs 2012 Pazartesi

IKEA ve Casa Decor 2012


İspanya'nın önemli dekorasyon dergilerinden  Casa decor  özel sayısında Lorenzo Meazza y Rocío Romero'nun  IKEA mobilya ve aksesuarlarla yorumladığı pembe dekorasyona yer verdi.

IKEA mobilya ve aksesuarlarla yapılan dekorasyonda  marka'nın kendine has modern çizgisinden ödün vermeden dinamik ve sportif mekanlar yaratılmış.





IKEA'nın  kalitesiz ve dayanıksız mobilya ürettiğini söyleyen bazı kesimler (!) olsa da {eşim dahil }  bana göre; pratik mobilya ve ev aksesuarları konusunda  rakipsiz ürüne sahip olan tek marka. Aynı zamanda evlerini sade, abartıdan uzak, pratik , ferah ve hesaplı döşemek isteyenler için Türkiye'de en çok tercih edilen marka olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Pembelerle başlayan haftabaşımız dilerim aynı tatda devam eder...

15 Mayıs 2012 Salı


Sanki Masal Gibi…

Minik bir dağ yamacında olduğumu hayal ediyorum. Yamaçta, başları sanki göğe değen,  çam ağaçları pırıl pırıl. Dökülüp çürüyen ağaç yapraklarının yerini çimenler almış. Yapraksız çalılar tomurcuklanmış, badem ağaçları çiçek açmış. Yumuşak topraktan başlarını çıkarmış mavi çiçekler, bir iki papatya ve kocaman gelincik tarlası, sanki baharı müjdelercesine. Etraf sessiz. Ara sıra etraftan kuş cıvıltısı geliyor, sessizliği adeta delip geçiyor. Kısaca sözcüklerin yetersiz kaldığı bir güzellik. Etraf göz alabildiğine yeşil, her yerde huzur hakim. Burası gerçekten cennet diye geçiriyorum içimden.

Piknik sepetimi çıkarıyorum. Rengârenk sofra bezimi seriyorum yere. Etrafa kocaman minderler serpiyorum. Hemen oracıkta sıcacık bir yaşam alanına dönüşüveriyorum oturma yerimi. Parlayan güneşin altında, hayran olduğum güzellik karşında seyre dalıyorum.

Dere geliyor dere

Eşimin “Haydi yolumuz uzun” diyen sesi beni hayallerimden uyandırıyor. Doğanın ortasındaki bu yolculuğa derenin tatlı şırıltısı eşlik ediyor. Çocuklar gibi şen bir türkü tutturuyorum “dere geliyor dere, kumunu sere sere”  doğanın pırıltısı ve çoşkusundan mı etkilendim ne…

Virajı dönünce tıpkı hayallerimde olduğu gibi cenneti bulduğumuzu düşünüyorum.
İşte geldik…

Bizim yeni keşfettiğimiz kayıp cenneti siz de bulursunuz, belli mi olur?





10 Mayıs 2012 Perşembe

"Cottage tarzı" kır evi'nin dönüşüm hikayesi...

North Yorkshirede ki bu ev, geleneksel ingiliz mimari detayları ve  Cottage stilini yansıtan pastel ve renkli dokusuyla masallarda ki evleri anımsatıyor. Kulağa tuhaf gelebilir belki ama bu ev benim için lezzetli pasta görünümü kadar çekici.









Evler insanlarda bir duygu uyandırmalı, Bir hikaye anlatmalı....Bu ev'in hikayesine gelince... buradan  okuyabilirsiniz.

8 Mayıs 2012 Salı

Kaç zamandır yazamıyorum buralara. Kaan Batu önce bahar nezlesine yakalandı sonra da hastalıktan iyice kucağa alışıp tek başına uyuyamama problemi ortaya çıktı. Sonuç o ki rutini bozulan çocuğun tekrar eski düzene geçmesi zaman alıyormuş, bunu öğrendik.
İnşallah geçecek bu günler...

Ayın başından beri Mayıs ayına ilişkin yazı bile yazamadım.
Oysaki Mayıs ayı başkadır benim için. 
Doğduğum ay'dır, sonra Anneler günü. Ve bizim için aşkın yıldönümü...
Kısaca bol kutlamalı, çoşkulu, pastalı bir ay. Yani Mayıs ayı'nı çok seviyorum ben.
Bu yıl  sevmek için özel bir neden daha var. Denizimiz geliyor...
Onunla daha da güzelleştirecek Mayıs ayı. Teyze olmak için sabırsızlanıyorum :) 
Heyecanla bekliyoruz geleceğin günü miniğim... dilerim hayatta her şey minik yüreğinin istediği gibi olur ve seni kötülüklerden uzak bir yaşam bekler…

Haftaya güzel başlangıç yapmak adına bembeyaz dekorasyon örnekleriyle sizlere merhaba diyorum :)