Klasikleşmiş bir giriş cümlesi ile başlamak istiyorum ve aslına bakarsanız bu şekilde başlamayı da sevmiyorum. Uzun zamandır yazamadım, daha doğrusu buraya konsantre olacak zaman bulamadım. Kaan, bademcik ameliyatı oldu ve yaklaşık 10 gündür zorlu bir süreç yaşıyoruz. Hafta başında doktor kontrolümüz var umarım her şey yolunda gider ve yavaş yavaş hayatımız normale döner. Her şeyin başının sağlık olduğunu söyleyip konuyu kapatıyorum.
Gelelim içimiz açılsın, hayalimde ki ev, yazlık ev, beyaz ev adı altında klasikleşmiş postlarımdan birine..
Hazır yaz tatili yaklaşıyorken sessiz, sakin ve dinlendirici bir tatil için Mykonos'da (Yunanistan) bulunan bu villayı önereyim istedim. İki buçuk dönüm içinde yemyeşil bir alana sahip sardunyalar ve begonvillerle çevrili bu suit villaların fotoğraflarına bakarken benim içim huzurla doldu. Buraya ekledim ki; hem içimiz açılsın hemde Yunanistan'a bir gün yolumuz düşerse buraya gideriz belli mi olur...
Avustralya Brisbane'de bulunan bu yazlık ev kalabalık gibi görünse de aslında hazinelerle dolu.
Evin en beğendiğim odası burası. Beyaz duvarlar, açık renk mobilyalar, beyaz ahşap parkeler, jüt halı bu yazlık evin olmazsa olmazları bence. Ama bu odaya havasını veren asıl o mavi panjur ve ahşap merdiven.
Özelikle mutfakta beyaz ile ahşap uyumunu, sepet kullanımını çok yakıştırdığımdan kalabalık gibi görünen tezgah üstünü bile sevebilirim..
Bu evin sahibinin bir fotoğrafçı olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmadım açıkçası. Ev tamamıyla az eşya ile yaşama isteğimi özetliyor sanki..her köşesi ve her odası benzersiz bir ilham kaynağı benim için.
Renk, desen olmayan bu ev kimilerine sevimsiz ve soğuk gelebilir ancak detaylarına fotoğrafçı gözüyle baktığınız zaman Paul Massey'in kendi objektifinden çıkan bu fotoğraflardan ve dekorasyon zevkinden etkilenmemek gerçekten elde değil...
Böyle köy evi olur mu, dediğinizi duyar gibiyim! Evet oluyormuş.. İspanya'da ki bu villa medeniyetten uzakta, tepelerin ardında, sessiz ve sakin bir bölgede, tatil yapmak isteyenler için tasarlanmış. Böyle bir yerde tatil yapmak hayal gibi olsa da beden ve ruh sağlığı için fotoğraflarına bakmak bile iyi geldi bana. Sizce de öyle değil mi?
Son günlerde İzmir'de gerçek anlamda baharı ve hatta yazı yaşıyoruz. Özellikle güneş tepedeyken kısa kolluları giyip gezecek kadar mis gibi bir hava var dışarıda. Mevsim geçişlerindeki ani ısı değişikliği bünyeme iyi gelmese de, tiril tiril giyinip kendimi dışarı atmaktan alıkoyamıyorum.
Ancak şöyle bir şey var ki; aşırı bunaltıcı sıcaklar başlamadan önce evle ilgilenmem gerek. Halılar yıkamaya gönderilecek, perdeler yıkanacak, dolap içleri elden geçirilecek ve acilen hafif ve açık tonlara geçilecek... Offf...! çok işim var çok. Bahar tembelliğini bir kenara bırakıp bir an önce işe girişsem iyi olacak.
Peki sizde durumlar nasıl? Başladığınız mı bahar temizliğine?
