6 Ocak 2016 Çarşamba

Hayalimdeki ev / bölüm 2
















Country Living sitesinde gördüğüm bu fotoğraflar iki evin bileşimi aslında.

Bu postu hazırlarken inanın ki nasıl toparlayacağımı, nereden başlayacağımı bilemedim. Her bir fotoğrafta ilham aldığım o kadar şey var ki; ancak esas büyüleyici olan şey ne biliyor musunuz kendi hayalime adım atmış gibi hissediyorum kendimi.

Düşünsenize evin arkasında yemyeşil bir orman var ve yaz aylarında pencereleriniz sonuna kadar açık, kuşların cıvıltıları ile uyanıyorsunuz. Gününüzün çoğunu dışarıda, çam ağaçlarının, defne yapraklarının  altında neredeyse orman hayatının tam göbeğinde geçiriyorsunuz. Evin bütün odaları aynı yeşil manzaraya bakıyor...Gün boyu bu sesleri duymak ve yeşile bakmak dünyada ki en büyük lüks sanırım.

Peki, bu fotoğraflar sizde de aynı duyguları uyandırmıyor mu?

Evet, her şey çok orjinal ve otantik. Her odada farklı bir atmosfer var. Eski ile yeninin, ahşap ve beyazın, modern ve klasiğin tam bir karması söz konusu. Konu şu ki, ben bayıldım. Özellikle ahşap ve beyazın birlikte kullanıldığı evlere olan zaafım nedeniyle daha da çok sevdim.

Umarım siz de seversiniz.  

Hayalimdeki ev/ bölüm 1 için buraya bakabilirsiniz.

Hayalsiz kalmayınız efendim, sevgiyle...










161...



1 Ocak 2016 Cuma

Doğal ve sıcacık bir ev..


"Ahşabın sıcaklığı ve çarpıcı detaylarıyla muhteşem bir görsel şölen sunan I.D Projects imzalı bu eve bayılacaksınız!"






2016'nın  ilk gününden herkese merhaba!

Türkiye'nin bir çok yerinde olduğu gibi İzmir'de de hava çok soğuk. Sessiz sakin geçen bu ilk günde, country tarzının sıcacık stilini içinde barındıran ve gördüğümde içimi ısıtan bu ev ile karşınızdayım. Size de  ilham vereceğini düşündüğüm bu güzel projenin fotoğraflarını büyük ekledim ki bol bol inceleyip kendimizden geçelim istedim.

Şöyle alın kahvenizi elinize, rahat bir köşeye kurulun ve görsellerin keyfini çıkarın!































30 Aralık 2015 Çarşamba

MUTLU YILLAR...........


BİR YILIN SON GÜNLERİ

I.
bir yıl daha bitiyor
işte bu kadar duru,bu kadar yalın
bu kadar el değmiş
sıradan bir gerçeği daha
kolları bağlı hayatımızın
bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri
her sonda,her başlangıçta ve her defasında
alır gibi başkasını karşımıza
perdeler çekip,ışıklar söndürüp
oturup yatağın içinde bir başımıza
sorgulamak kendimizi
öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi
öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz
karanlık günlerimizin kenar süslerini

biterken yılın son günleri
biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini
kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.

II.
bir yıl daha bitiyor
düşlerim ,tasalarım,yarım kalmış onca şey
her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden
bana mı öyle geliyor
yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman
insan yaşlanırken?

III.
kırdım mı incittim mi birilerini
kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
kendimi yineledim mi yazdıklarımda?
yeniden düşünmeliyim
dostluklarımı, ilişkilerimi
dağınık yatağım,mutsuz yatağım
çoğalttım mı eksiklerimi?
gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
borçlarımı ödedim mi?
doğru seçtim mi soruların fiillerini?
tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
geri verdim mi aldıklarımı:
aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları
kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
yokladım mı duygularımı
hala sevebiliyor muyum insanları?
ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
ovmalı umutları
saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
hançer kıvamındaki o karamizah tadını
şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım Yavuz'a
sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama
yeni bir yıla
ama nedense herşeyin tadı dağılıyor ağzımda
bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında
aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta

IV.
ey uzak akrabalarım,
üvey aşklarım
mevsimsonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
gece telefonları, ıssız konuşmalar
mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
bırakılmış mektuplar
ve yurdumun her karış toprağında tefrika edilen karanlık
ey hayatıma girenler ve çıkanlar
uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey

o kadar çok anlattım ki
kendime kaldım anlatmaktan
bunaldım kendiyle boğuşmasını
başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,ofset duyarlıklardan
çeyrek aydınlanmalardan,bunalım tüccarlarından,türkçe sözlü
azgelişmişlik aranjmanlarından usandım artık
kaç zamandır bir ermiş dinginliği havalandırıyor dizelerime
açılan pencereleri,
durup bakıyorum akşam sularında zaman kavramlarına,zamanı düşünüyorum;koyuluyorum
anlamını yitiriyor "şimdiki zaman"ın boşyücelikleri,tarihin unutkan sayfalarındaki mürekkep lekeleri
işimin başına dönüyorum içimde ıssız bir gönül erinci

kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
"içtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği

kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum

.
.
.
 fotoğraf.....craftberrybush...
şiir.............Murathan Mungan/mırıldandıklarım kitabından