14 Ekim 2012 Pazar

Londra Seyahatinden Detaylar..



          Londra da neler yapılır nerelere gidilir merak edenler için gelsin bu post..Biz geçen hafta ufak bir tur yaptık. Bu ikinci gidişimizdi. Daha önce gittiğimizde turistik yerleri gezmiştik. Bu sefer daha çok gitmediğimiz yerlerine gitmeye çalıştık. Tabi gez gez bitmez londra o kadar çok yer var ki. Herkesin ilgisini çekebilecek farklı aktiviteler var. Showlar, tiyatrolar, opera, müzeler, parklar, alışveriş merkezleri, pazarlar, alşveriş caddeleri, publar....Öncelikle ilk kez gidecek olanlar için gezilmesi gereken yerler arasında tabi ki londra klasikleri vardır hani londraya gittim demek için görülmesi gereken yerler:) Nedir bunlar


 London Eye; Westmister station yada waterloo station ile kolayca ulaşabileceğiniz dönme dolaba benzer bir gözlem yeri gibi dönme dolap mantığında çalışıyor. Kabine 8-10 kişi binebiliyorsunuz. Tam bir turu 20 dakika da tamamlıyor. Buradan londraya kuş bakışı bakarak harika bir manzara görmek mümkün.

The Westminster Palace and Big Ben : Westminster sarayı 1834 de çıkan yangında tahrip olmuş ve yenilendiğinde big ben ( saat kulesi )eklenmiş. Thames nehrinin yanında görülmeye değer çok görkemli bir bina.

  The Westminster Abbey: Westminster bölgesinde bulunan bu kiliseyide görmenizi tavsiye ederim. İçeride fotoğraf çekimi yasak buraya ait çok detaylı resim görmek pek mümkün değil orada ki atmosferi girip görmek gerek. :)


 The Madame Tussauds London: Çok eğlenceli bir müze mutlaka gezmelisiniz. Baker street subway yakın mesafede. Marylebone road üzerinde sabahları 9:30 gibi açılıyor. Akşam 17:30 gibi kapanıyor. Web sitesinden gitmeden önce biletlerinizi alabilirsiniz.
.
The Buckingham Palace : Burasıda tüm ihtişamı ile sizi karşılayacak bir yer. Güneşli bir günde görülmeye değer bir bina. Biz saatlerini bilmediğimiz için daha doğrusu ilk gidişin verdiği cahillikle asker devir teslim törenini göremedik. Birçok kişi görülmeye değer olduğunu söylüyor. Haziran ve temmuz ayları dışında her iki günde bir saat 11:30 da yapılıyormuş. Denk getirebilirseniz şanslısınız:)

 Diğer yerlerden bahsedecek olursak,

   Londra da gidilecek o kadar çok yer var ki hepsine zaman ayırmak gerek buda galiba her gidişinizde belli yerleri seçerek olacaktır. Biz bu sefer de  müzelere gidemedik. Ben bu konu da çok meraklı olmadığım için bunu erteledik ve tercihimizi daha önce gitmediğimiz  Camden Town, Covent Garden, Carnaby Street'e, Notting hill ,Westfield alışveriş merkezi, westham  (maç için gitmiştik ), china town, soho, regent street ,knightsbridge'den yana kullandık. Daha önce gittiğimizde aslında bu bölgelere yakın yerlere gitmiştik ama zamanımız kalmadığı için birde detaylı bilgimiz olmadığı için görme fırsatımız olmamıştı. Bu sefer birçok yeri sokak sokak gezme imkanımız oldu.



  İlk olarak sizlere tavsiyem hava alanında inince metroya binmeden önce kendinize bir tane oyster kart almanızı tavsiye ederim.  Biz bu kartı bir kişi için 44 pound a aldık. Londra da metroyu bölgelere ayırmışlar 9 zone olarak ayırıp mesafelere göre fiyatlandırmışlar. Bizim aldığımız oyster kartta 1 haftalık 1. ve 2. zonelar içine dahil şekilde sınırsız otobüs ve metro kullanma ayrıca da havaalanına gidiş geliş vardı. Havaalanına gidiş geliş ücreti 10 pound. Buda ücrete dahil. 1. ve 2. zone yazdığım tüm yerleri içine alıyor. Kısaca populer yerlerin hepsine gidebiliyorsunuz. Biz her yere metro ve otobüs kullandık.Taksi kullanmak çok pahalı oluyor bilginize. Sınırsız olduğu için yorulduğumuzda bir durak için bile bindik. Londra da ulaşım inanılmaz kolay. Her durakta geçecek otobüsle ilgili ayrıntılı bilgi var. Hangi duraklardan geçer. Hangi saatlerde çalışır. Herşey açık ve kolaydı.




     İkinci yapmanız gereken de bir londra haritası almak.Detaylı her alan, sokak cadde, metro durakları anlatılmış. Görmek istediğiniz yerleri haritadan işaretleyip sırayla birbirine yakın yerlere  giderek daha çok yer görmek için kendinize zaman yaratabilirsiniz.
   


    Sizinde benim eşim gibi futbol merakı olan bir eşiniz varsa bir ingiltere de premier lig de bir maç izlemeye gidebilirsiniz. Biz west ham unıted Arsenal maçına gittik. Maç öncesi inanılmaz bir forma satışı vardı. Uzun bir kuyrukta bekledikten sonra formamızı alıp maçı izledik. Açıkcası çok eğlendik takımımız yenilmiş olmasına rağmen gittiğimiz ilk gün maçta kendimizi atılan gole sevinirken bulup birbirimize gülmeye başladık. Etrafımızda dünyanın dört bir yanından insanlar vardı. Bizim gibi olan izleyici sayısı çok gibiydi.  Ben maç izlemeyi çok seven bir bayan olarak çok keyif aldım.





 

 
 


       Biz Park Lane News otelde kaldık. Bu otelle ilgili booking.com yeri ile ilgili çok güzel yorumlar yazıyordu. Biz orada ki oda resimlerine bakıp gitmiştik Açıkcası otelin yeri harikaydı. Hyde park corner metro istasyonuna çok yakındı. Oxford caddesine otobüsle 3-4 dakika mesafede idi. Kahvaltısı tam bir ingiliz kahvaltısı idi. Bizde beğendik, personel güleryüzlüydü. Ancak odamız resimlerde ki gibi değildi. Mobilyalar çok eskiydi ve resimde gördüklerimizden farklıydı. Ücretsiz wi-fi vardı. Ama ilk gittiğimizde lancester hotel de kalmıştık. Bir daha ki sefere biz yine yer bulabilirsek tercihimizi o otelden yana kullanırız.Londra ya gitmeden çok önce otel rezervasyonunuzu yaptırın biz kahvaltı dahil otel özellikle aradık. Her sabah ne yesek diye düşünmek istemedik. Londra çok pahalı bir şehir. Özellikle yemek, taksi,su.. kısaca herşey:)) Herşeyi üçle çarpmaya başladığınızda yediğiniz yemeklere(en basitinden hamburger) verdiğiniz paralarla İstanbul'da boğazda çok güzel rakı balık keyfi yapardık diye düşünüyorsunuz.

    İkinci gün önce hyde park da gezintiye çıktık. Hava çok güzeldi ve pazar günü  olduğu için park çok kalabalıkdı. Burası gerçekten çok huzurlu ve keyifli bir park. Bir ara bisiklet kiralamayı bile düşündük. Park da spor yapanlara, bisiklete binenlere çok özendik. Sonra tatilimizin ilk günü yorulmayalım dedik ve yürüşümüze devam ettik. Park çok büyük heryerini gezmek isteyenler için bisiklet tavsiye edilir. :))






İki sene     İki sene sonra aynı yerde olmak güzel fark ne mi?   Artık evliyim.:) Sanki saçlar biraz daha sarı :)  Bu iki fotoğrafı yanyana koyarken iki senede ne çok şey değişmiş onuda farkettim biran hayat çok hızlı geçiyor....
 
 



       Hyde parkın birde bu minik ev sahiplerini çok seviyorum. Çok alışkınlar insana hiç kaçmıyorlar. Hele birde elinizde yiyecek varsa onları biranda ayaklarınızın etrafında bulabilirsiniz:))

 

 
 
Parkda gezintiye çıkmışlar:))
 
 
Hyde parkda ki gezintimizi tamamladıktan sonra nerelere mi gittik devamı hazırlanıyor....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder