12 Eylül 2012 Çarşamba

Happy Birthday!!!!!

 
Bir haftadır bir koşuşturmaca içindeydim. 14 Eylül hem eşimin hemde arkadaşım irem'in doğumgünü. Bende bu sene evde kutlamayı düşündüm. Ve bir hafta önceden hazırlanmaya başladım.İroş almanya'ya gideceği için biraz önce kutladık. Bu organizasyon işleri hiç kolay değilmiş :) Ama çok şükür hallettim. İlk önce süsleme rengini seçtim. Evin rengine de uysun çok sırıtmasın diye düşündüm. Nedense aklıma mor geldi. Renkleri belirleyince malzemeleri alıp hazırlamaya başladım. Sağolsun özge'nin verdiği aletlerle kesme işlemleri ve cupcake süslerini hazırladım. Happy Birthday yazısı için tabak altlıklarını kullandım.Sonraki bir post da malzeme hazırlığınıda yayınlarım. 
Aslında detaylarda planladığım şeyler vardı ama gelicek kişi sayısı 17 olunca kendimi bir telaş için de buldum:))  Tabi eşime süpriz yapma kısmı da ayrı  bir stresdi sağolsun arkadaşların yardımı ve benim pembe yalanlarımla bu işi hallettik. En son eşim spordan çıkıp çantasıyla ve şortuyla kapı da bizi görünce yüzünde enteresan bir şaşkınlık oldu. Amacımıza ulaşmanın sevinciyle aşkımı ve iremciğimi karşılamış olduk..:)







                   

   Yoğurtlu tavuk göğsü içinde ceviz, sarımsak, cips, mayones var. Çok lezzetli bir salata tavsiye ederim.

Ben kişi sayısını gözümde büyütüp baya birşey hazırlamışım. Türk usulü önce gözümüz doysun misali listeyi hazırladım. Menümüz baya kabarıktı. Tavuk salatası, patates salatası, ton balıklı makarna, soslu biftek, yufkalı köfte, havuç salatası diyerekten liste uzuyor..
 
 
 
Krem peyniri, salam, kaşar peynirli kanepemiz..
 
 
Havuç salatasını tost ekmeği üzerinde hazırladım. Klasik sevdiğimiz cevizli yoğurtlu havuç salatamız:)
 
 
 
Kapıda meraklı bir bekleyiş..
 
 


 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Tchibo da bu hafta...


Tchibo'nun nun bu haftaki temasını gördünüz mü? Benim aklımı başımdan aldı. Kaan Batu uyansın doğru Tchibo yollarındayım.

6 Eylül 2012 Perşembe

Autumn is here...


Sonbahar yaklaşıyor ya, mevsime uygun olsun diye kutu bile boyadım... 
Bu yılı diğer seneye kıyasla yatarak geçirdiğimin ıspatıdır. Bahanem bol nasıl olsa :)


Bu kutu Boyacı Kedi'nin yeni dönem sergisine katılmak üzere boyandı. Biraz işe yaramak istedim yani. Aslında yapımı oldukça kolay. Öncelikle kutuyu bayaza boyayıp, sevdiğim desenli kağıtla kapladım. Üzerini de biraz hamurla boyutlandırdım, hepsi bu! Ben pek sevdim.



Fotoğraflara gelince burada paylaşacak kadar sevmedim ama idare edin işte, yeni fotoğraf makinam olduğunda telafi ederim söz.

Not: 8-15 Eylül arası Egepark Mavişehir AVM de Boyacı Kedi'nin sergisi var, tüm boyama severlere duyrulur :)

5 Eylül 2012 Çarşamba

40 M2 lik 1+1 ev...

Geniş evlerde oturmaya alışık olan bizler için bu ev biraz küçük gelebilir. Özellikle öğrenciler, bekarlar, yada çocuksuz aileler için düşünülmüş ideal bir 1+1 daire örneği. 




Hayat pahalılığı, ulaşım sorunu gibi nedenlerle yaşam standardını yükseltmek isteyen kişiler artık metrekareden tasarruf ederek sosyal imkanı daha iyi olan sitelerden ev almayı tercih ediyor.



Küçük metre kareli evlerin en büyük problemi yeterli depolama alanına sahip olmamaları. Bunun da çözümü depolama alanı sağlayan eşyaları tercih etmekten geçiyor.  Bu uygulamaların en güzel örnekleini IKEA da görebilirsiniz. Tıpkı bu evde olduğu gibi.




 Birçok kişiye inat {eşim dahil } seviyorum ben IKEA'yı :)

Fotoğraflar : Micasa

3 Eylül 2012 Pazartesi

Yatak odasında akıllı depolama çözümleri

 İyi bir planlama ve fonksiyonel mobilya seçimiyle yatak odalarınızı hem daha geniş gösterebilir, hem de dağınıkları ortadan kaldırarak, akıllı depolama çözümleri oluşturabilirsiniz.
Akıllı depolama çözümleri için birkaç fikir.......
Dolaplar ve duvar rengi:Yatak odasnızın duvarlarını etkin şekilde değerlendirin.Beyaz renk ve aynalı dolap kapakları odanızı daha geniş gösterecektir.Her alanı değerlendirmek istiyorsanız,tavana kadar olan gömme dolapları tercih edin.

Fonksiyonel mobilyalar-Yer kazandıran mobilyalar
Yatakaltı ve yatak başları:Yatak altı ve yatak başlarınızı da depolama alanı olarak kullanın...(ikea)Altı çekmeceli veya sandık bazalı yataklar,fazla eşyalarınızı depolama için ideal.Bakınız.Yatak odası başucu fikirleri

Dikey raflar:Sadece yatakaltlarını değil duvarlarınızı da değerlendirin.. Dikey raflar yer kazandıran çözümlerin başında gelir.Duvarınıza yerleştireceğiniz  dikey raflara kitaplarınızı,saat,aile fotoğraflarınızı,kişisel eşyalarınızı  vb.yerleştirebilirsiniz.
Sandıklar: Yatağınızın ayak ucuna yerleştireceğiniz battaniye,yorgan vs koyabileceğiniz sandıklar...Sandık yerine büyük kutu veya renkli bavullarınızı da yerleştirebilirsiniz.

Pencere önleri: 
Pencere önleri genellikle ölü alanlardır,buraları değerlendirin.Altı dolaplı veya çekmeceli pencere önü oturma vve depolama alanı, yatak odalarında çok amaçlı akıllı çözümlerden birisidir.Bakınız:pencere önü oturma köşeleri
Aynalı mobilyalar ve dolaplar
Yüzeyi ayna kaplı dolaplar,hem dağınıklıkları ortadan kaldırır,hem de ışığı yansıtacağından odanızı daha geniş gösterecektir.

Aynalı tuvalet masası
Bunlar da ilginizi çekebilir
Yatak odasında başucu fikirleri
Erkek çocuk odası dekorasyon fikirleri
Yatak odanızı yenilemek için 10 ipucu 
Dolaplar
Misafir odası tasarım fikirleri
Yatak odası duvarlarında renk seçimi
Farklı tarz ve renklerde yatak odaları 
Yatak odalarınız kişiliğinizi yansıtsın
Bembeyaz yatak odaları
Mekana uygun renk seçimi
Renklerin uyumu
Renklerin etkisi



Yayla ve çocukluğum...

Bizim oralarda yazları çıkılır yaylaya, bunaltıcı sıcaklardan kaçmanın nerdeyse tek çözümüdür. Çocukluğuma dair  yaşadığım en güzel anılarım, Tekir Yaylasın da geçti. 
Okullar kapanır kapanmaz soluğu dedemlerde alırdım.
Benim için yayla demek Anneanne, dede şefkati demekti.
Odunlu yayla fırınına lahmacun pişirtmek, minik ellerimle yüksek ağaçlara tırmanmak,  tulumbadan akan buz gibi suyu içmek, çam ağaçlarının altında taşlarla çevirdiğimiz yerleri ev sanıp saatlerce evcilik oynamak,  dalından kiraz, erik yemekti yayla.. Çocukluğumun en güvenli en özgür, en eğlenceli geçtiği dönemleriydi.
 
Buzdolabının  henüz yaylalara uğramadığı o zamanlarda tel dolaplar vardı.
Reçel, yağ, bal, peynir buralarda saklanılırdı.
İşte o tel dolaptaki tuzlu tereyağının tadını hala unutamam.

O zamanlar yayla yolunda asfalt yok, beton yok. Herşey doğal. Taşların arasından fışkıran çiçeklerin olduğu yolları hayal edin.

Daha olmamış şeftalileri, kirazları, Anneannemin elma kurularını, çalardık.
Öyle tatlı gelirdi ki yemeye doyamazdık.
Çocukluk işte...
Komşuluklar bile bi başkaydı. Hiç birinin kapısını çalmadan girer-çıkardık.
Akşamları eve girmek istemez (beklediğimiz bir dizi yoktu) sabah yataktan çıkmak istemezdik.
Yaklaşık her yaz gitmeye çalışıyorum  dede evine, şimdilerde baba evi oldu....
Her gittiğimde anılarımın beni orada beklediğini bilmek mutlu ediyor. Her adımda, her taşta, her sokakta canlanan eski görüntülerin tadı vazgeçilmez benim için.

Bir çocuğa özgüvenini kazandıran, doğruları bulmasını sağlayan, sağlam bir gelecek kazandıracak olan en önemli şeyi, katkısız, sınırsız sevgiyi dedemden, ninemden aldım ben. Onları o kadar özlüyorum ki.
Orada kaldığım her an sizleri andım anneannecim, dedecim.
Pamuk ellerinizi hiç unutmadım...

Şimdilerde yayla evleri pek modern, pek bakımlı. Tekir'in içinden gidilen bürücek yaylasındaki evler var ki dudak uçuklatan cinsten. 



Bu ev bizim yayladan değil ama inanın bürücekteki yayla evlerinin bu evden farkı yok daha güzellerini bile gördüm diyebilirim.

Bakalım siz beğenecekmisiniz?
















 
Fotoğraflar : Country Weranda