Hayatın içinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayatın içinden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2014 Cuma

...







Sofranız afiyetli, eviniz bereketli mutlu bir hafta sonu ve ramazan ayı geçirmeniz dileğiyle...










27 Mart 2014 Perşembe

11 Ekim 2013 Cuma

Mutlu Haftasonları!








Ekim seni severim bilirsin. 12 Ekim'de hayatımda ki en büyük aşkım oğlumu verdin bana. Ama bu sene seni sevemedim nedense...çeşitli manevralar atmaktasın bana. Hadi ona da peki, ama 18 Ekim ay tutulmasından sonra bi rahat bırak beni...

Yarın KBC 'nin doğum günü ama ben şöyle havaya girip de hiç bir hazırlık yapamadım. Halbuki bizim ailede doğum günleri çok önemlidir. Bazen herşey istediğin gibi olmuyor, olamıyor...

Şu sırada gündemimizde ki tek konu sağlık. Üzüntü ve mücadeleyi yaşayıp onlardan öğrendiklerimizle hayatta ki en önemli konunun bir kez daha sağlık olduğunu anlayıp sahip olduklarımız için şükrediyoruz.

Sağlıklı, mutlu haftasonları olsun! 










30 Eylül 2013 Pazartesi

Öylesine...







Bazen uzaklara gitmek istersiniz ya, işte öylesi günlerden...




5 Nisan 2013 Cuma

Mutlu Haftasonları!





Hayatımda detayların önemi gün geçtikçe artıyor. Hepimiz doğuştan bizde varolan özellikler ve sonradan edindiğimiz tecrübeler itibariyle farklı yeteneklere sahibiz. Bunun sonucu olarak da, istediğimiz şeyler, bize mutluluk veren şeyler birbirlerinden farklı.

Şu sıralar sadece düşünüyorum, merak ediyorum, sorguluyorum, yapmak istediklerimi anlamaya çalışıyorum. Ama biliyorum ki bu yalnız başına yeterli olmayacak. Çünkü içimde tanımladığım isteklerimi üretkenliğe dönüştürmem gerekecek. Anlayacağınız kariyerim ve yapmak istediklerimle ilgili dönüm noktasındayım.

Umarım hepimiz için renkli, güzel haberlerin geldiği harika bir Nisan ayı olur.






4 Nisan 2013 Perşembe

Siz hangi mevsimi seversiniz?






Ben kendimi en çok bahar da daha mutlu, huzurlu ve canlı hissederim.
Çünkü ben, bahar kadınıyım.
Güneş gökyüzünde yerini aldığında kabıma sığamam. Mutlu olmam için güneşli sabahlar yeterlidir.
Bugün İzmir'de güneş yüzünü bir gösterip bir kaçsa da, yine de içim kıpır kıpır...


Evde bahar temizliği başladı, pür pak olan camlar yine kirlendi.
Ama olsun...
Bahar geldi ya mutlu olmama engel değil yağmurlar...
Bir ben mutlu değilim üstelik.
Diğer şehirleri bilmiyorum ama İzmir'de de dağ*taş kıpır kıpır...

 


Fotoğraflar: David Merewether



Günlerdir bozuk olan bilgisayarım sonunda yapıldı. O nedenle yorumlara cevap yazamadım, blogları gezemedim. Lütfen affola!

14 Şubat 2013 Perşembe

19 Kasım 2012 Pazartesi

Tea or coffee?



Pazartesiyi sevmek? bu mümkün mü sizce?





iyi haftalar hepinize...

29 Haziran 2012 Cuma

Ben ile tatil arasında


Tatil denilince Deniz-kum-güneş üçlüsünden başka bişey gelmezdi aklıma. Oysa şimdi böyle mi...kaçıyorum sıcaktan, kavrulmaktan, bayıltan ortamlardan. Tek derdim gelen haftasonunda kendimi kitaplar içine itip, o yana bu yana dönerek kitap okumak, uzun saatler yatakta mayışıp yuvarlanmak.


Durum vahim gibi görünse de, değil aslında... sadece çocukla yapış yapış ortamlarda, kavrulan sıcakta olmanın adı" tatil" değil benim için. Yani eve bağımlı bir tatil planı yaptım bu haftasonu. 


Şeker tadında, masal kıvamında haftasonları diliyorum.

16 Mart 2012 Cuma

...

Tabiatın gülümsediği yemyeşil haftasonları olsun hepinize...

14 Şubat 2012 Salı

...

Sevdiğim adamın sadece bugüne özel seni seviyorum demesine ya da elinde kocaman bir buketle kapıda belirmesine ihtiyacım yok ki benim…
Ama... ya olan varsa, hiç düşündünüz mü?
Sadece bugün hediye alan yada sevildiğini duyan varsa,
Hiç beklemeden çalan bir kapıda onu karşın da görmenin ne güzel bir duygu olduğunu yani minik sürprizleri hiç yaşamadıysa
Beklemediği bir anda sevdiğinden hediye almanın hazzını hiç bilmiyorsa
Ve beklemeden gelen bir 'seni seviyorum' mesajının tadına hiç varmadıysa
Bugün beni hatırlamadı yerine..-hiç beklemiyordum , senin geleceğini- diyebilmenin güzelliğinden hep mahrum kaldıysa...
Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendini aşk çıkmazında kaybedip,
Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu olmadıysa? 
Bugün beklenti içinde olması doğal değil mi..

O yüzden bırakın bugünü insanlar doyasıya kutlasınlar, ister ticari, ister zoraki...
Sebep ne olursa olsun bugün sevdiğini söyleyen yada sevdiğine hediye alan, bugünün gelmesini dört gözle bekleyenleri  hiç yadırgamamalı diye düşünüyorum. 


11 Ocak 2012 Çarşamba

Masalsı Ev...






Kış mevsimi kendini iyice hissettirdi bu hafta. İzmir'e bol bol yağmur yağdı. Haftsonu gelen Kaan Batu'nun dayısı ile gezme planlarımız da böylelikle suya düştü. Ne yapalım bizde bol bol film izleyip, trencilik oynadık ;)
Bu hafta yapmayı istediğim tüm işleri askıya aldım, bir tembellik hali var bende. Ne bir boyama, nede başka bişeyle ilgilendim. Bloglara bile girmedim.  Aslında hayatımda ani dalgalanmalar yada değişen birşeyler yok ama kış kasveti içimi daralttı diyebilirim. Minicik bir oğlunuz varsa, yağmurlu havalarda öyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya dolaşamıyorsunuz. Benim gibi ...annemin deyimiyle "gezelek"birisi için zor bir durum. Oğluşla eve tıkılı kaldık. Arada sırada dışarı çıkmıyorsanız evde olma fikri sevimli gelmemeye başlıyor.  Çalışıyor olsaydım yağmurlu hava da eve gelip, oğlumla trencilik oynamayı hiç birşeye değişmezdim sanırım.
Bugün yine hava kapalı ve dışarı çıkma ümidimiz neredeyse yok gibi. 
Bu havalarda genellikle 
* Evin en konforlu ve sıcak odası seçilir
* Uyuyan oğlunuz gözlerini pörtletmeden hemen bloglara bakılır
* Sıcak çay'dan yudumlanır
* Böylesine rüya bir eve bir gün sahip olma hayalleri kurulur
* Mutluluk için sadece sağlıklı olmanın yeterli olduğu anımsanır ve şükredilir....

Hepinize ışıklı bir hafta diliyorum...

5 Ocak 2012 Perşembe

Yeni yılla gelen yenilik...

2010 da anne olmam nedeniye iş hayatıma soluk aldırmaya karar verdim. Anne olmaya alışmak ve oğlumla farklılaşan hayatıma ayak uydurmaya çalışırken ahşap boyamanın büyüsüne kapıldım. Kendime boya, fırça, ahşap obje, zımpara ve daha bir sürü şey aldım. Başladım boyama'ya...Boyama konusunda net'te araştırma yaparken beni bu büyülü dünyanın içine çeken Ece Aymer'in sitesine rastladım. Öğrendiklerimi uygulamaya ve minik denemeler yapmaya başladım. Oğlum uyurken boyayla uğraşmanın beni ne kadar rahatlattığını, adete terapi gibi geldiğini gördüm. .Çalışan bayanlar bilir, bir anda evde oturup çocuk bakmak, alıştığın tempodan kopmak zordur. Yeni hayatınıza alışmak öyle göründüğü gibi kolay değildir yani. Zamanla oğlumdan vakit buldukça  yaptığım boyamalarla adeta kendimi keşfetmeye başladım. Anne- babamla aynı şehirde bile yaşayamamamın eksikliğini hissetsemde, bebeğimi tek başıma büyütmeye çalışmak beni bazen yorsa da, evden bişeyler  üretebiliyor olmak  beni kendime getirdi...Bunları size niye mi anlatıyorum. 2012 yılında Ahşap boyama hobimi bir adım öteye taşımaya ve bu güzellikleri sizlerle de paylaşmaya karar verdim. 
Çok yakında ahşap boyamalarımı pembe-butik.blogspot.com adresinden satışa sunucam. Henüz yapım aşamasında ve benim bitirmem gereken projeler var. Ama azıcık ucundan gösterebilirim belki ;)

Bu arada şuanda İzmir Craft House de öğrenciliğim devam ediyor, daha öğrenmem gereken bir sürü teknik var. Yardımlarını esirgemeyen, boyama da ki eksiklerimi görmemi sağlayan tatlı arkadaşım Şeyda'ya da huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Sevgili atölyeminiz de çıkan güzellikleri görmek isterseniz sitesine uğramayı unutmayın lütfen.

Düşüncelerinizi çok merak ediyorum, lütfen benimle paylaşın olur mu dostlarım ;)

2012 de savaşsız, şiddetsiz, felaketsiz, sağlıklı, huzur dolu günleri birlikte yaşamayı diliyorum.

Sevgiler 
Sebi

30 Aralık 2011 Cuma

...

İşte, yine yılın son saatlerine doğru girmekteyiz..
2010 , 2011 derken sizlerle birlikte bu günlere geldi Pembe Yastık. 
Sizleri tanıdığıma ne çok memnunum bir bilseniz...iyiki buradayım ve iyi ki yanımdasınız.

Yeni yılda sağlık, esenlik dolu günlerde yine birlikte olmak dileğiyle...

Mutlu Yıllar!


24 Ekim 2011 Pazartesi

Yine Acı...

Yine deprem yine acı yine yitip giden canlar...

17 Ağustos 1999 depreminin ardından neredeyse 12 yıl geçmiş olmasına rağmen,bir doğa olayı olan deprem yine bir afete dönüştü. Yaşanan acılardan ve kayıplardan hiçbir ders çıkarmadığımız gibi, hiçbir önlemin de alınmadığı bir kez daha anlaşıldı. Ne yazık!

Buradan kimseye ahkem kesme gibi bir niyetim yok. Önce insan olarak, sonra da mühendis olarak benimde söyleyeceklerim var.

Türkiye’nin mevcut yapı stoku deprem yönetmeliğine uygun değil.  
Deprem gerçeğiyle yaşayan Japonya gibi ülkelerde
  • Kimse inşaat malzemesinden çalmıyor.
  • Kimse 3 kat izni verilen yere 7 kat apartman dikmiyor. 
  • Kimse zemin etütlerine uygunsuz bina yapmıyor.
  • Kimse evine ağır ve bol miktarda eşya yığmıyor.
  • Kimse deprem sırasında camlardan atlamıyor. 
  • Bu ülkeler deprem gerçeği ile uyumlu yaşama alışmış ve bunu en güzel şekilde uyguluyorlar.
Bu görüş ve önerileri akademisyenler bas bas medya da anlatıyorlar. Bu ülkede bu gerçeği kabullendirmek için daha ne yapmak lazım anlamış değilim. 

Kızgınım ve içim acıyor...

Yakınlarını kaybedenlere sabır ve başsağlığı diliyorum. Yaralıların en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmasını diliyorum. Umarım arama kurtarma çalışmaları olumlu sonuçlar verir. 

Hep birlikte dileyelim de daha fazla can kaybı yaşanmamış olsun.

12 Ağustos 2011 Cuma

Yağmur Sonrası...

Her sabah çam kokusu ile serin bir hava da uyanmak bünyeme iyi geliyor. Kendimi arınmış, dinlenmiş ve huzurlu hissediyorum. Hergün dağların ardındaki günbatımı'nın kırmızı ve rahatlatıcı ışığını izlemek hayatıma yeni bir anlam yüklüyor. Evet şuanda bulunduğum atmosfer bana bunları hissettiriyor. Tamam biliyorum bu sıcaklarda sizlere nispet yapar gibi anlatıyor olabilirim ama birde benim tarafımdan olaya bakalım.


Her zaman rahatlığıma önem vermişimdir. Nerede ve nasıl olursa olsun şartlar bana uymazsa hemen oradan uzaklaşırım.

Nasıl mı?

Kendi yatağı dışında uyuyamamak gibi, teknolojinin tüm imkanlarından sonuna kadar yararlanmayı sevmek gibi, Wınn denilen uyduruk teknolojiye kalmak gibi, dekorasyon mağazlarından uzun süre uzak kalmaya tahammülü olmamak gibi daha bir sürü kendimce sebepler uydurabilirim.

Şimdi durum farklı, artık oğluşum var. Onun mutluluğu ve rahatı benimkinden çok daha önemli. Şuanda miniğim diş çıkarıyor artı+ arkasından atlı kovalıyormuşcasına emekliyor. Aynı zamanda yürüme çalışmalarına da hız verdik. Bu koşullar düşünüldüğünde izmir'in sıcağında sanırım bunlara katlanmak, bu kadar harekete Kaan Batu'yu isilikten korumak kolay olmayacaktı.

İşte bu yüzdendir ki mavinin serinletici etkisine, güneşin sıcacık sarısına doymayı Eylül'e bıraktım...


Mutlu ve bereketli geçsin haftasonunuz...

15 Haziran 2011 Çarşamba

Mola...

Yarın uzun bir tatile gidiyoruz. Öncelikle Kaan Batu'nun teyzesinin düğünü var, ardından doğa ile baş başa tatilimiz başlıyor. Sanırım Eylül'e kadar yokuz. Hatta bir süre internet bağlantım da olmayacak. Bol bol kitap okumayı, boyama yapmayı ve de yüzmeyi hayal ediyorum.

Bir daha ne zaman yazabilirim bilmiyorum.

Ben dönene kadar kendinize iyi bakın olur mu? 

Geldiğimde görüşmek üzere, hoşçakalın...

13 Haziran 2011 Pazartesi

Teşekkürler.... oğlum olduğun için

  • Beni "ilk görüşte aşk'a" inandırdığın için
  • Daha ilk buluşmamızdan, şuan kadar geçen 8 ay mükemmel bir annelik yaşattığın için
  • Tadı bir ömür boyu sürecek kokunu içime çekmemi sağladığın için
  • Anne- baba olarak bizi seçtiğin ve bizi beklediğin için
  • İlk hecelerini duyduğumda ayaklarımı yerden kestiğin için
  • Beni sevgiliden anneliğe terfi ettirdiğin için
  • Her gece uyumadan önce" iyi geceler" öpücüğü vermeme izin verdiğin için
  • Uyandığında bana sıkıca sarıldığın için
  • Bu dünyayı bana ve babana daha yaşanılır bir hale getirdiğin için
  • Benim en büyük hayranım olduğun için
  • Sıcak gülümseyişinle kış hüzünlerimi kovaladığın için
  • Yanağıma ıslak öpücükler kondurduğun için
  • Bir evladın kıymetini anlamama sepep olduğun için
  • Anneler Günü'nde " Anneler Günü" hediyesi almama neden olduğun için
  • Biz olan tanımını "çekirdek aile "olarak değiştirdiğin için
  • Birlikte oyun oynarken çocukluk yıllarımı hatırlamama neden olduğun için
  • Bezelye ayaklı , poğaça yanaklım olduğun için
  • Kendimi kötü hissettiğimde sana sarılmama izin verdiğin ve iyiki yanımda olduğun için
  • "Seni Seviyorum Anne" diyemesende bakışlarınla bunu anlatmaya çalıştığın için
  • Daha önce hiç tatmadığım aşkı yaşattığın için
  • Şimdiye kadar aldığım en anlamlı ve özel hediye olduğun için
  • Benim sabrımı zorlamadığın ve taşar gibi olduğu durumlarda elimi tuttuğun  için
  • Mutluluk gözyaşlarının ne demek olduğunu öğrenmeme neden olduğun için
  • Doğduğun günü hayatımın en mutlu günü yaptığın için
  • Doğduğun andan itibaren sahip olabileceğin en mükemmel babaya artık "be-ba" dediğin için
  • Mutluluğunu belirten sesler çıkardığın için
  • Gözlerimin önünde yıldızlar uçuşturduğun için
  • Artık sensiz olmaz şarkısını söyleme neden olup, gözlerimi doldurduğun için
  • Bütün o şevkat dolu dakikalar için
  • Benim tospiğim olduğun için
  • Kadınlık içgüdümü geliştirdiğin için
  • Rüyalarımı gerçekleştirmeme neden olduğun için
  • Beni güldürdüğün için
  • Dünya üzerindeki en iyi arkadaşım, yoldaşım olduğun için
  • Gündelik yaşamıma kattığın sevinç ve neşe için
  • Ben hazır oluncaya kadar beklediğin için
  • Annen olmamı kabul ettiğin için TEŞEKKÜRLER oğlum...
Seni çok seviyorum...